Oyun dünyası her yıl binlerce yeni yapımla zenginleşse de, “en iyi oyunlar” listelerinde yer alan başlıklar belli standartları karşılamak zorundadır. Bu standartlar arasında etkileyici hikâye anlatımı, güçlü karakterler, akıcı oynanış ve görsel kalite başı çeker. Ancak tüm bunların ötesinde, bir oyunun oyuncuyla kurduğu bağ, onu kalıcı yapan en önemli etkendir. Zamanla kültleşen oyunlar, yalnızca bir dönem değil, yıllar boyunca konuşulmaya devam eder.

PlayStation platformu, oyun tarihinin en güçlü yapımlarını barındırmasıyla bu listenin öncüsüdür. Özellikle The Last of Us, God of War, Uncharted gibi seriler, hem eleştirmenlerden tam not almış deneme bonusu veren siteler hem de oyuncuların gönlünde taht kurmuştur. Bu yapımlar yalnızca eğlence sunmakla kalmamış; aynı zamanda oyun dünyasının sanatsal yönünü de gözler önüne sermiştir. Oyuncular bu evrenlerde gerçek duygular yaşamış, karakterlerle empati kurmuştur.

PSP oyunları ise taşınabilirliğin verdiği özgürlükle benzersiz bir dönem başlatmıştır. Özellikle 2000’li yılların ortasında yükselen PSP furyası, konsol kalitesindeki oyunları avuç içine sığdırma fikrini gerçeğe dönüştürmüştür. Gran Turismo, Monster Hunter, Daxter ve Crisis Core: Final Fantasy VII gibi başlıklar, PSP’nin hem teknik hem de içerik yönünden ne kadar iddialı olduğunu kanıtlamıştır.

“Best games” kategorisinde yer almak, sadece satış rakamlarıyla değil, oyuncuların hafızasında ne kadar derin iz bıraktığıyla da ilgilidir. Geriye dönüp bakıldığında, PlayStation ve PSP sistemleri bu başarıyı defalarca yakalamış, zaman içinde oyun kültürünün şekillenmesinde büyük rol oynamıştır.